Çünkü estetik,
doğallık ve uyum demektir.
Gereğinden fazla büyük memeler bayanlar için birçok zorluk ortaya çıkarırlar. Birçok kişi için büyük memeler ergenlikten itibaren saklanması gereken bir kusur gibi algılanabilir. Uygun giysi ve iç çamaşırı bulmakta da sıkıntı vardır. Memeler biraz daha büyüyüp iyice ağırlaşınca bu kaygılara bir de bu ağırlığı taşımanın bıktırıcı zorluğu eklenir. Meme altlarında aşırı terlemeye bağlı sorunlar özellikle yaz aylarında rahatsızlık vericidir. Zaman içinde memelerin ağırlığı kambur duruşa, geçmeyen boyun, sırt ve omuz ağrılarına sebep olur. Memelerin ağırlığı zorlukla bulunan özel sütyenlere yüklenince bu kez de sütyen askıları omuzları kesmeye başlar.
Hamilelik ve süt verme döneminde sorunlar daha da artar. Bebek için de büyük memeden süt emmek daha zordur. Böyle durumlarda meme küçültme ameliyatı yaşam kalitesini önemli ölçüde arttırır ve onsekiz yaşından itibaren yapılabilir.
Bütün meme küçültme ameliyatlarının üç ortak yanı vardır.
Hepsinde, meme derisinin fazlasının çıkarılması ve geriye kalan derinin toparlanması, meme dokusunun fazlasının çıkarılması, ve meme ucunun daha yukarıya yani olması gereken yere taşınması gerekir. Bu üç işlemin üçü de farklı şekillerde yapılabildiğinden ortaya onlarca yöntem çıkar.
Hangi yöntemin kullanıldığı ortaya çıkan izlerin yerini, izlerin kalitesini, meme ucunun duyusunu, süt verebilme oranlarını etkiler. Ancak her yöntemde bazı avantajların ve dezavantajların varlığı söz konusu olduğundan herkes için en iyi olan tek bir yöntem yoktur. İyi bir cerrah hastanın değişen ihtiyaçlarına göre birkaç yöntemi uygulayabilir durumda olmalıdır. Hasta memnuniyetini ise çoğu zaman hangi yöntemin kullanıldığından çok, ne kadar ustalıkla uygulandığı ve dürüst bir hasta hekim ilişkisi belirler.
Yara izinin yerini ve miktarını fazla derinin nereden çıkarıldığı ve geri kalan derinin nasıl toparlandığı belirler.
Meme küçültme ameliyatında en uzun süredir kullanılmakta olan bazı yöntemlerde memenin ucunu taşıyan koyu renkli halkanın çevresinde, bu halkadan aşağıya doğru meme altı kıvrıma inen ve içten dışa meme altı kıvrım boyunca uzanan, şeklinden ötürü “ters T” olarak tarif edilen bir yara izi kalır. Meme derisindeki fazlalığı en etkin şekilde çıkaran ve geri kalan deriyi en iyi toparlayan bu yöntemlerde yara izinin boyu uzundur ancak memenin şekli ve yara izleri ameliyatı takip eden erken dönemde bile düzgün ve büzgüsüz görünür.
Uzun yıllar boyunca alternatifsiz olduğu düşünülen bu yönteme daha sonra bazı avantajlarından vazgeçilerek yenileri eklenmiştir. Daha az deri çıkararak yara izinin boyunu kısaltmayı amaçlayan LeJour yöntemi ve benzerlerinde izler meme başını taşıyan halka çevresinde ve buradan meme altı kıvrıma uzanır şekildedir. Gerekmedikçe meme altı kıvrımında yara izi oluşturulmaz. Ancak daha az deri çıkarıldığından geri kalan derinin daha fazla toparlanması gerekir ki bu durum dikişlerin meme ucundan aşağıya inen bölümünün büzüştürülmesini zorunlu kılar ve memeye ilk anda istenen şekli vermek mümkün olmaz. Ameliyatı izleyen aylar içinde bu büzük ve şekilsiz görünüm yer çekimi ile memenin aşağı sarkması neticesi düzelir. Bazı kişilerde bu düzelme gerçekleşmeyebilir; meme altı kıvrımdan ilk ameliyatta çıkarılmayan deri fazlasının yara izinin uzatılması pahasına ikinci bir ameliyatla çıkarılması gerekebilir.
Daha yeni bir yöntem olan SPAIR tekniğinde ise izin yerleşimi yine meme başı çevresinde ve oradan meme altı kıvrıma uzanır şekildedir ve meme altı kıvrımda iz yoktur. Geride kalan fazla deri bu kez meme halkası çevresinde toparlanır. Bu yöntemde meme erken dönemden itibaren düzgün şekilli olmakla ve meme altı kıvrıma ikincil düzeltme ihtiyacı ortaya çıkmamakla birlikte meme başı çevresindeki büzgülü görünüm bazen kendiliğinden düzelmeyebilir.
Meme ucu hemen bütün yöntemlerde vucuda meme dokusundan ve kısmen meme derisinden oluşan bir sapla bağlı bir şekilde taşınır. Bu sap içinden kan damarları ve meme ucu duyusunu taşıyan sinirler geçer ve meme ucunu canlı tutar. Emzirme için de meme ucuna bağlantılı meme dokusunun miktarı önemlidir. Çoğu meme küçültme tekniğinde meme ucunun hissini ve süt verebilme yeteneğini korumak mümkünse de meme ucunun altında daha büyük miktarda meme dokusu bırakan yöntemlerde bu işlevler daha büyük oranda korunur. Bazı çok büyük memelerde meme ucunu meme dokusundan oluşan bir sapla taşımak mümkün olmaz, çünkü sap o kadar büyüktür ki küçültülmüş boyutlardaki yeni memenin içine sığmaz. Bu nadir durumlarda meme ucunu da içeren kahverengi daire ince bir deri parçası olarak memeden ayrılır ve olması gereken yeni yere yapıştırılır. Bu durumda meme ucu duyusu geçici olarak kaybolur ve emzirme yeteneği engellenir.
Detaylı bilgi ve randvu almak için;
+90 216 345 0 722